13. sıradan başörtülü aday nasıl değerlendirildi?
AK Parti’nin listesine yönelik eleştiriler sürerken, özellikle Antalya’dan 13. sırada başörtülü aday göstermesi dikkat çekiyor. Konuyla ilgili Yeni Şafak’taki köşe yazısında Hilal Kaplan şu değerlendirmeyi yaptı: “Kadınlara pozitif ayrımcılık yapıldığı söylenen bu listeye dair en büyük hayal kırıklığı tek başörtülü vekil adayı olan Gülderen Gültekin’in Antalya 13. sıradan gösterilmesi olsa gerek.
Antalya tüm partilerden toplam 14 vekil çıkaran ve CHP’nin en güçlü olduğu illerden. Yani Ak Parti’nin 13 vekil çıkarması mümkün değil. Seçilmesi mümkün olmayan bir yerden başörtülü aday gösterilmesi ve üstelik bu adayın meclise girdiği takdirde başını açabileceğini beyan etmesi bu hayal kırıklığını daha da perçinledi.
Yıllarca parti teşkilatlarında emek veren, hatta partinin kurucu kadrosunda yer alan, temayül yoklamalarında ilk üçe giren başörtülü kadınların payına düşen “dostlar alışverişte görsün” kabilinden gösterilen bir aday ve onun gönül yıkan bu açıklamaları mı olmalıydı?
Prensip kararı alınıp hiç başörtülü vekil gösterilmeseydi en azından “İçimiz yanıyor ama yapamıyoruz” mesajı verilmiş olurdu; mevcut taktikse “şark kurnazlığı”ndan öte bir anlama gelmiyor ne yazık ki.”
İZAH EDİLMESİ GEREK
Yeni Akit yazarı Ali İhsan Karahasanoğlu ise “Hiçbir parti, “kapatılma riski”ni göze alarak, başörtülü bir hanımı aday gösteremez. Göstermezse, eleştirilemez. Ya, “Başörtülü aday gösterildiğinde dahi, partinin kapatılmayacağının garanti altına alındığı bir ortam” oluşturulur, ya da, başörtülü aday göstermemeye razı olunur. Sonuçta; hepimizin çocukları için “Öğrencilikte başörtü takma hakkı”nın ısrarlı takipçisiyiz. “Diplomasını eline alıp, mesleğinde çalışmak isteyen hanımların başörtülü olarak çalışabilme hakları”nın ısrarlı takipçisiyiz. Tamam, başörtülü hanımların da milletvekili olma hakları var ama; başörtülü hanımlardan birkaç tanesi milletvekili olmadı diye, dünyanın sonu gelmez.. Başörtülü olarak milletvekili olmayla, başörtülü olarak okumayı, birbirine karıştırmamak gerekir.” dediği yazısında AK Parti’nin 13. sıradan aday göstermesini ise şöyle eleştirdi:
“O hanımın başörtülü olduğu, gözden mi kaçtı?
O hanım, başörtülü resim vermedi mi, parti yönetimi bunun için mi yanıldı, acaba?
Yoksa; parti yönetimi, o hanımın başörtülü olduğunu bile bile mi aday gösterdi?
Eğer başörtülü olduğu bilindiği halde aday gösterildi ise, sormam gerekir: “Niye 1. sıradan, 2. sıradan değil de, 13. sıradan başörtülü aday gösteriyorsunuz?”
Öyle ya; Antalya’da birinci sıradan gösterebileceğiniz başörtülü hanım yoksa, Ankara’dan vardır.İstanbul’dan vardır. Diyarbakır’dan vardır. Mutlaka, seçilebilecek yerlerde başörtülü hanım adayınız da vardır. Niye seçilecek yerden bir başörtülü hanım adayınız yok da, seçilemeyecek yerden var?
Aslında bu “seçilemeyecek yerden başörtülü aday gösterme” olayına kötü niyetli yaklaşımda da bulunanlar çıkabilir.
Mesela, “AK Parti, başı açık hanımlardan seçilebilecek noktalardan en az 40-50 tane milletvekilliğine layık hanım bulmuş. Ama milletvekilliğine layık bir tane bile başörtülü hanım bulamamış!” denilebilir.
“AK Parti, başörtülü hanımları, milletvekilliğine layık görmemiş” diyenler çıkabilir.
Parti yönetiminin büyük çoğunluğunun eşleri ve çocukları tesettüre riayet ederken, bu tür yorumların doğru olmadığını, haklılık payı taşımadığını söyleyebiliriz.
Ama birilerinin de, Antalya 13. sıradan gösterilen başörtülü adayın durumunu izah etmesi gerekir..
Tekrar hatırlatayım, “Başörtülü hiç aday gösterilmeseydi, parti kapatmak için sinmiş bekleyenlerin olduğu bir guguk devletinde AK Parti’yi mazur görmek mümkün”dü..
Ama seçilemeyecek yerden başörtülü aday göstermek, biraz izaha muhtaç bir durum olsa gerek!”
NİYE MAZUR GÖRELİM?
Ali İhsan Karahasanoğlu’nun yazdıklarına ilişkin bir kaç hatırlatma yapalım. Başörtülü vekil gösterilmesinin istenmesi, tıpkı eğitim ya da çalışma hakkında olduğu gibi seçilme hakkında da başörtüsü yasağının uygulanmasına karşı bir tavır alınması içindi. Meselenin kritik bir önem taşıdığı da ortadaydı.
Ayrıca Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ısrarcı olan, referandumdaki gibi işine gelen konuda geri adım atmayan ve üstelik AYM’nin yapısını da değiştiren AK Parti’nin şimdi bu sorunu bir kez daha istismar etmesini neden maruz görelim?
PLATFORM HABER