165. Eylem: İnanç, düşünce ve ifade özgürlüğü hukuki teminata alınsın

VAHÖP’ün (Van Hak Ve Özgürlükler Platformu) aylık düzenlenen basın açıklamasının 165.’si Bugün Saat:13.00’da Van Sanat Sokağında yapıldı. Adalet Ve Özgürlükler Platformu Üyelerinin de katıldığı açıklamada Mazlumder Kocaeli Şubesi Yön.Kur.Üyesi Medine Küçük platform adına selamlama konuşması yaptı.Ardından Vahöp adına Basın metnini İnsan-der Yön.Kur.Üyesi Münir Maviş okudu.

Basına ve Kamuoyuna…

Hak, adalet, özgürlük istem ve taleplerimizi içeren yeni bir basın açıklamamızla karşınızdayız. Hak ve özgürlükler açısından yeni bir süreç yaşanmaktadır. Bu süreç adalet taleplerinin karşılanacağı yeni sivil bir anayasanın yapılacağı umudu taşımaktadır. Bu umut; hak ve özgürlükler, toplumsal saadet ve huzur için gerçeğe dönüştürülmelidir. Bunun için yapılması düşünülen yeni anayasa aşağıda zikredeceğimiz hususları mutlaka içermelidir.

1- Düşünce, düşünceyi açıklama özgürlüğü hiçbir kayda bağlanmaksızın hukuki teminat altına alınmalıdır. Geçmişte düşüncelerinden dolayı taciz ve tahkir edilen, yargılanan, işkence gören ve cezalandırılanlardan özür dilenmeli, iade-i itibar yapılmalıdır.

2- İnanç, inancını yaşama ve inancını kendi asli kaynaklarından, kendine has eğitim metodolojisi/yöntemi ile öğrenme özgürlüğü sağlanmalıdır. İnanç ve inancını yaşama özgürlüğünün ihlalinin somut bir örneği ise başörtüsü yasağı zulmüdür. Başörtüsü yasağının üniversitelerde kısmen gevşetilmesi zulmün son bulduğu anlamına gelmiyor. Yine karanlık ortaçağ Avrupa’sında “içine şeytan girmiştir” bahaneleri ile hayvanları dahi yakarak cezalandırmak gibi izansız, insafsız, ilimsiz, insanlık dışı uygulamalara eşdeğer kendi okullarını dereceyle bitiren başörtülüler mezuniyet törenlerine alınmadılar ve salonlardan dışarı atıldılar. Bu yasak başörtülülerin sosyal hayatta da özgürce inançlarını yaşayabilecekleri şekilde kalkmalıdır.

3- Başta, ülke nüfusunun yaklaşık yarısını teşkilden Kürtler olmak üzere tüm etnik kesimlere fıtri ve insani etnik yapılarını/varlıklarını sürdürecek ve yaşamayı sağlayacak şekilde etnik hakları anayasal teminat altına alınmalıdır. İnkar, imha, asimilasyon gibi insanlık dışı müdahalelerin son bulduğunun göstergesi olarak somut adımlar atılmalıdır. Bunun için şiddeti çözüm yöntemi olarak görmekten vazgeçerek işe başlanmalıdır. Birlikte yaşam temeli esası üzerine bütün alanlarda hukuki düzenlemeler yapılmalı, anadilde eğitim mutlaka sağlanmalıdır. Anadilde eğitim ve kavmi kültürel hakları ayrışmanın vesilesi olarak görmekten vazgeçilmelidir. Bilinmelidir ki yasaklar ayrışmayı tetiklemektedir, hakların kullanımı değil. Bu sorun çözüme kavuşturulmadan toplumsal huzurun sağlanması mümkün değildir.

4- İnsanı esas alan hukuksal düzenlemeler mutlaka yapılmalı, hakkın/hukukun egemenliği sağlanmalıdır. Karanlık güç ve oluşumlar deşifre edilmeli, kimin adına olursa olsun hukuksuzluğu yapanlardan mutlaka hesap sorulmalıdır. Mağdurların mağduriyeti mutlaka giderilmelidir. Bu cümleden ergenekon terör örgütü ile yapılan mücadele kararlılıkla sonuca ulaştırılmalıdır. Ergenekonvari karanlık güç odakları ile yapılan mücadeleyi akamete uğratmaya çalışanlara bu fırsat verilmemelidir.

Değerli basın mensupları,

Başta da belirttiğimiz gibi umudun bir işareti olarak son dönemlerin en yüksek katılımıyla yapılan milletvekili seçimleri sonucunda ortaya çıkan tablo halkın taleplerinin görmezden gelindiğini göstermektedir. YSK’nın bu süreçte aldığı kararların toplumsal huzuru sağlamaya yönelik olmadığı, ortaya çıkardığı sonuçtan görülmektedir. Buradan hareketle başta YSK ve diğer yargı kurumları olmak üzere tüm kurumların halkın iradesinin söz konusu olduğu konularda sorumlu davranmaya çağırıyoruz.

Gerek yukarda ana başlıklarıyla zikrettiğimiz düzenlemelerin yapılabilmesi için gerekse halkın iradesi karşısında sorumlu davranma gerçeği göz önüne alınarak halkın vekil olarak seçtikleri meclise giderek çözüm için çalışmalıdırlar. Ortada haksız/hukuksuz bir durum var. İşte bu haksızlığın giderilmesi için çalışmak üzere meclise gidilmelidir. Hak ve adalet mücadelesi, adalete uygun bir şekilde, adaletsizliğe bulaşmadan verilmelidir. Biz VAHÖP olarak her türlü adaletsizliğe karşı sesimizi yükseltmeye, direnmeye devam edeceğiz

Kıymetli basın mensupları,

Ortadoğu’nun batı destekli diktatörlerinin baskısı altında yaşayan halkların, zorbalığa karşı başkaldırıları kanlı bir şekilde bastırılmaya çalışılmaktadır. Halkın haklı taleplerini vahşiyane bir şekilde bastırmaya çalışan diktatörleri şiddetle lanetliyoruz. Tarih hiçbir diktatörün halkın meşru talepleri karşısında uzun süre ayakta kaldığı ve hayırla yad edildiğini kaydetmemiştir. Ortadoğu’yu saran bu ateşin en kısa zamanda halkların lehine sonuçlanmasını diliyor, zorbalığa karşı direnişlerini selamlıyoruz.

Basına ve kamuoyuna saygılarımızla.

Van Hak ve Özgürlükler Platformu adına

Münir MAVİŞ (İNSAN-DER Yön. Kur. Üyesi)

VAHÖP (Van Hak ve Özgürlükler) Platformu:

GÖKKUŞAĞI DERNEĞİ, İNSAN-DER, MAZLUM-DER, MEMUR-SEN, UMUT IŞIĞI DERNEĞİ, ERDEM-DER, ANADOLU GENÇLİK DERNEĞİ, VAN İMAM HATİP MEZUNLARI VE MENSUPLARI DERNEĞİ, VAN KARDELENLER KADIN DERNEĞİ, ÖZGÜR-DER.

Bir cevap yazın