Mazlumun dini sorulmaz

Lüks otel iftarları protestosunda İslami referanslarla zenginlik sorgulaması yapılmasına rağmen  ‘Kürt sorunu’ sorgulaması yapılmamasını eksiklik olarak eleştiren Yavuz Delal, Radikal Gazetesi’nden Elif Türkölmez’e verdiği röportajda “Bakın, bu ülkede yoksulluk siyasallaşmamış bir sorundur. Kim olursanız olun, yoksulun hakkından söz ettiniz diye başınıza bir şey gelmez. Ama Kürt sorunu öyle değildir… Tutanın avcunu yakar. O yüzden herkesin müdahil olmak istemediği, sözünü sakındığı bir sorundur bu.

İslami camianın siyasallaşmamış olaylarda çok rahat hareket ettiğini görürsünüz. Ama siyasallamış sorunlarla ilgilenmezler. Bana göre fakirlikle Kürt sorunu mukayese edilemez. Zaten üç beş kişi hariç herkes fakir değil mi bu ülkede? Fakirse Kürt de fakir, Türk de fakir. Bu öyle ‘zararsız’ bir sorun ki farkındaysanız herkes destek veriyor. Gerçekten din temelli ya da gerçekten politik temelli bir eylem olsa orada bulunanların çoğunun bu eyleme destek vereceğini sanmıyorum ben. ” değerlendirmesinde bulundu.

Mazlumun dini sorulmaz

Müslümanların Kürt sorununu bir ‘zalim/mazlum’ çatışması ekseninde ele alması gerekmesine rağmen  Kürt sorununa en mesafeli duran kesimin İslami kesim olmasına ilişkin soruya ise şöyle yanıt veriyor:

“Aslında bu son 50 yılda bu hale geldi. Çünkü ‘Kürt sorunu’nun İslami söylemle okunması Türkiye Müslümanları üzerinde olmasa bile Kürdistan Müslümanları üzerinde ciddi etkili.

Tarihte ilk Kürt hareketini Şeyh Sait başlatmıştır. Şeyh Sait bir Nakşibendi şeyhidir ve esas kimliği Müslüman kimliğidir. Bir Müslüman, bir Kürt olarak baş kaldırmıştır. Dersim isyanına kadar devlet her baş kaldıranın başını kesiyor. Ciddi bir sindirme söz konusu.

38’den sonra İslami camianın Kürt sorunu konusunda sindirildiğini görüyoruz. 68’de sol hareket kuvvetlendi ve ‘Kürt sorunu’na da el attı. Ama yine Kürt solu tabii. Türkler yine mesafeli kaldı.

Ben bu bahsettiğiniz mazlum/zalim çatışmasını ilk kez Körfez krizi sırasında gördüm. 90’ların başıydı. 500 bine yakın göçmen Türkiye sınırlarına dayandı. O aşamada içinde bulunduğum grupla bu konuyu konuşuyordum. Onlar da bunların hangi amaçla burada olduklarını bilmediklerini söylediler. Kısaca “Ellerinde tevhid bayrağı yok, neden yardım edelim?” demeye getirdiler. Halbuki mazlumun dini sorulmaz.

Biz o zaman Türkiye İslami camiasıyla, Kürdistan İslami camiası ayrıldık. Mazlumun yanında olmayan insan Müslüman olamaz. Bugün Kürt toplumu İslamcı anlayışa güvenmiyor. Korkuyor. Bunu nasıl başardınız? Rahmetten bahsediyordunuz halbuki. Bugün Kürtler neden Türkiye Cumhuriyeti’nin zalim olduğunu düşünüyor? Neden korkuyor?

Başbakan’ın ‘operasyon için Ramazan’ın bitmesini bekliyoruz’ açıklaması için ne diyeceksiniz?

Ben bu açıklamadan sonra İslami camianın da Türk halkının büyük çoğunluğunun da bir ‘oh’ çekmiş olduğunu düşünüyorum. Bu çok üzücüdür… Ramazanı da anlamamış olmaktır. Keşke bu söylem Başbakan düzeyinde, politikacı düzeyinde kalsa. Sistem dersin, şudur budur dersin geçersin. Ama halkın bu savaş dilini alkışlaması sorunun çözümü için büyük bir umutsuzluk yaratıyor…

Bu ülkede Müslüman bir çoğunluk var. Onlar ses çıkarsalar barışa giden yolda önemli bir adım atılmış olur mu sizce? Mesela AKP’ye oy veren kesim, oy verme şartı olarak ‘barış’ istese…

Bu insanlar mazlumla zalim arasında üçüncü bir aktör olabilseler ben barışın geleceğine inanıyorum. Bakın, bu sorunun iki tarafı var. Biri T.C. diğeri PKK. Ne T.C. bütün Türkleri ne de PKK bütün Kürtleri temsil ediyor. Ama sorunun temsilcileri onlar. Bir de halklar var. Savaş istemeyen halklar… Bu halklar meseleyi PKK ile T.C.’nin çözeceği bir şey olarak görmekten vazgeçip sorumluluk alırlarsa çözüme yaklaşılır.

Ve İslami camia çözümle ilgili girişimlerde bulunursa, özgün yapısıyla üçüncü bir aktör olmayı kabul ederse, irade ortaya koyarsa çözüme yaklaşılır. Üçüncü aktör dediğim soğukkanlılıkla hareket eder, mazlumun hukukunu korur. Zalime de başına ne gelecek olursa olsun “Sen zalimsin” diye haykırır. Bizim zalime zalimsin diyecek üçüncü aktörlere ihtiyacımız var.

Röportajın tamamı için Radikal

Bir cevap yazın