Kocaeli 342. hafta: Yasakçılar cezalandırılsın

Başörtüsüne özgürlük 342.hafta basın açıklaması, 5 kasım 2011 cumartesi günü saat 12.30’da İzmit İnsan hakları parkı, Özgürlük Meydanında yapıldı.Basın açıklamasını Kocaeli (Kartepe) İnsan Hakları ve Dayanışma Derneği üyesi Behlül Metin yaptı.Bir kurban derisi üzerine, ”28 Şubatçılar kurban derimi gasbettiler, davacıyım”, “yasakçılar yargılansın”, yasakçı zorbaların, çocuklarımıza uyguladığı çağdışı psikolojik şiddete son verilesin” pankartları taşındı.

BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ:

BAŞÖRTÜSÜNE ÖZGÜRLÜK 342.HAFTA BASIN AÇIKLAMASI 5 KASIM 2011

Değerli halkımız ve basın mensupları, 342. hafta başörtüsüne özgürlük basın açıklamasına hoş geldiniz. Üniversitelerde kalkan başörtü yasağına rağmen, minik bir azınlığın bu yasağı kanunsuz olarak, ısrarla devem ettirmek istemesi üzerine YÖK başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın müdahalede bulunduğunu öğrendik. Bunu takdirle karşılayıp, kendilerine teşekkür etmekle beraber yeterli bulmadığımızı belirtmek istiyoruz.

Eğer bir kamu görevlisiyseniz, kanunsuz olarak, keyfi yasaklar uygulayıp, öğrencilerin eğitim hakkını elinden almazsınız. Yönetmelikler bu konuda size tutanak tutmayı emretmesine rağmen, başka psikolojik yıldırma metotlarına başvurulması, Türk Ceza Kanuna göre suçtur. Sınıfa başörtülü geldiği için bazı öğrencilere ayrımcılık uygulayarak onları derse almamak, onların kamu hizmetinden yaralanmasını engellemek T.C.K’nın 122.maddesine göre, 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezasını gerektiren bir suçtur. Yine T.C.K’nın 112.maddesine göre, hukuka aykırı bir şekilde öğrencilerin kamu binalarına girmesine engel olmak, 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi gerektiren bir suçtur. Öğrencilerin, derse girmesine, yasa dışı olarak engel olup, suç işleyen öğretim görevlileri hakkında gerekli idari soruşturma ve işlemlerin başlatmasını, YÖK başkanı Yusuf Ziya Özcan’dan istiyoruz.

Devlet vatandaşını korumak için vardır. 13 yaşında bir çocuğa tecavüz vakası konusunda, yargının verdiği karar halkımızda derin bir tepkiye yol açmıştır.Üniversiteye yeni başlamış 16-17 yaşındaki çocuklara, bu tür psikolojik tacizlere devletin sesiz kalmasını anlayabilmek mümkün değildir.Devlete buradan sesleniyoruz, vatandaşına sahip çık, özellikle yaşı küçük çocuklarımıza sahip çık.Cumhuriyet savcılarına buradan suç duyurusunda bulunuyoruz.Okullarda öğrencilere ayrımcılık yaparak, psikolojik tacizde bulunanlar hakkında, kanuni işlemler bir an evvel başlatılmalıdır. Halk bu yasakçılara maaşını, okullarda patronluk yapmaları için değil, memurluk yapmaları için vermektedir. İşleri de okullarda kanunsuz bir şekilde eğitime engel olmak değil, kendilerine verilen eğitim görevi yönetmelikler çerçevesinde yerine getirmektir.

Yarın bir kurban bayramının daha sevincini yaşayacağız.Filistin’den, Afganistan’a, Irak’tan, Patani’ye Müslümanların katledildiği, kurban edildiği ve bizlerin de elinden bir şey gelmediği bir dünyada! bu, buruk bir sevinç olacak. Yarın hac farizası dolayısıyla, putkıran İbrahim Halilullahın makamında, Kabe -i Muazama’da hacı olacak kardeşlerimizin, haclarını Allah kabul etsin, katında mübarek kılsın diyoruz.Bayramda Silahlı kutlama yaparak, başka insanların canına zarar vermek, bir insan hakları ihlalidir.Bunun sonucunda meydana gelen ölüm, kaza değil cinayettir.Allah katında, bir insanı katleden, tüm insanlığı katletmiş gibi günahkardır ve cezası da çıkmamak üzere cehennem azabıdır.

Laik bir sistemde devletin, halkın dini inancı gereği kestiği kurbanının derisinin, resmi kurum ve kuruluşlarca toplanması, laiklik anlayışının ihlaldir. Devletin dini yaşama müdahalesidir. Buna son verilmesi gerekir. Geçmiş yıllarda, 28 Şubat sürecinde darbeciler tarafından, vatandaşın kurbanın derisine hukuksuz olarak el konulmuştur. Bu tam anlamıyla bir insan hakları ihlali ve hukuksuzluktur. Bunun altında yatan amacın,28 Şubatçı zumlun sebebinin, halkın derisinin, kuran kursu, İmam Hatib gibi dini eğitim veren kuruluşlara gitmemesi olduğunu herkes çok iyi bilmektedir. Kurbanının derisi, vatandaşın şahsi malıdır. Devlet dahi olsa, hukuksuz olarak buna el koyma hakkı yoktur.

Türkiye geçmişindeki bu insan hakları ihlalinin, kara sayfalarından kurtulmak için, zorla vatandaşın derisini gasp edenler hakkında gerekli hukuki, kanuni işlemleri başlatmalı, bunun hesabı yargı yoluyla sorulmalıdır.Devlet, mağdur ettiği vatandaşlarından, bu ayıptan dolayı özür dilemelidir. Bu, sosyal hukuk devleti olmanın bir gereğidir.

Son olarak vatandaşlarımıza sesleniyoruz, kurbanınız derisiyle kurbandır ,deriniz hayıra ulaşın, havaya gitmesin ki, Allah katında kurbanınız kabul olsun.Yarın idrak edeceğimiz, İslam Ümmetinin, Kurban Bayramını bugünden kutlar, katıldığınız için hepinize teşekkür ederiz.

Kocaeli (Kartepe) İnsan Hakları ve Dayanışma Derneği üyesi

Behlül METİN

 

Bir cevap yazın