Van-Erciş’te son durum bildiğiniz gibi değil

Van’da yaşanan deprem sonrası başlayan kriz devam ediyor. Hükümet, medya üzerinden propaganda yapsa da Erciş’e giden arkadaşımız Cihat Oruç’un anlattıkları durumun gerçekten de iç açıcı olmadığını ortaya koyuyor.

Oruç’un Kurban Bayramı süresince Erciş’te gözlemlediklerinden aktardığı notları sizinle paylaşıyoruz:

“05 Kasım ile 12 Kasım tarihleri arasında Van ve Erciş’te kaldım.Bu süre içinde kendi çapımda ziyaret ve incelemelerde bulundum. Türkiye’de de öyle olduğunu biliyorum ama Doğuda insan hayatı çok çok ucuz. Hatta demirden,betondan ve kumdan bile…

Onca insanı kaybettiğimiz depremin birincil sebebi ihmal,vurdumduymazlık ve bilinçsizliktir. Bir diğer sebepte insanların bir an önce ev sahibi olmak için derme çatma ev yapmalarıdır. Deprem insanları vurmadı, deprem vergisi paralarının başka yerlere harcanması, yapı denetim rezaleti ve tüm iktidarların müteahhitlerle işbirliği içinde olmasıdır insanları vuran.

Erciş ve Van’ın hayalet kentlere dönmesinin ortak sebebidir yukarıda bahsettiklerim. Bir müteahhit onca öldürdüğü adama rağmen, ortalıkta pervasızca dolaşabiliyorsa bu arkasında hissettiği güçten ileri gelir.

DEVLET EN HIZLI COP DAĞITTI

Başbakan, deprem sonrası ‘‘oturulabilir raporu verenlerden hesap soracağız” diyor. En başta hesap sorulması gereken; Van Valiliği ve Erdoğan Bayraktar değil mi? Birinci depremden sonra insanlara evlerinize girin diye çağrı yapmadılar mı?

Çadır eksiği kapatılmak için evlere yönlendirilen vatandaşlar korkudan ve ihmalden dolayı çıldırmış durumda. Psikolojisi bozulmuş, canını ve malını kaybetmiş insanlara en hızlı dağıtım cop ve biber gazı olmuştur. Devletin şefkatli elleri yerine Atalay’ın el hareketleri ile karşılaşmışlardır. Ayrıca olumsuzluklar karşısında ses çıkaranları, BDP’li  diye mahkum etmek gerçekleri gözden kaçırmaktır.

BİNALAR ÖLÜM KAPANI GİBİ

Van ve Erciş’te birçok bina yıkılmıştır,yıkılmak üzere olanlar olduğu gibi,sağlam gibi duran hiçbir bina gerçekte sağlam değil. Asla güven verici değil, her birisi birer ölüm kapanı gibidir. Ayakta duran binalar ile ilgili herhangi bir uyarı levhası bulunmamaktadır, etrafları güvenlik şeridi ile çevrilmemektedir.

Binaların etrafında, altında insanlar yürümektedir. Bazı binaların alt katları işyeri olarak açık tutulmaktadır. Her an yıkılabilecek binalar yeni ölümler getirmesi kaçınılmazdır.

Ayrıca Erciş’teki neredeyse tüm enkazlar yerinde duruyor. Bu enkazlar insanların acısını diri tutuyor, korku oluşturuyor, hayatın normalleşmesini olumsuz etkiliyor.

SAĞLIK, BARINMA VE TEMİZLİK BÜYÜK SORUN!

Van ve Erciş’te hiçbir hastane çalışmıyor. Sahra hastaneleri kurulmuş fakat çok düzensiz ve yetersizdir.

Hala çadır bulamayan birçok insan tanıdım. Korkuyla evlerinde kalıyorlar en ufak bir sarsıntıyla kendilerini dışarı atıyorlar ve geceleri sokaklarda geçirmektedirler. Çadır alan insanlar da ısınma sorunu yaşamaktadır.

Kar, yağmur, dolu yağışı insanları çok olumsuz etkiledi. Hava çok soğuk, ayaz bıçak misali kesiyor insanı. Soğuktan ölmemek işten değil!

Çadır kentlerde yaşayan insanlar tuvalet bulamamaktan dolayı çok büyük sıkıntı çekmekte. Yıkanmak ve çamaşır yıkamak, kurutmak mümkün değil. Bu tür ihtiyaçlar derhal giderilmeye çalışılmalıdır. Kadınlara ve erkeklere ayrı olmak üzere tuvaletler, çamaşırhaneler ve hamamlar kurulmalıdır. Kış boyunca sıcak yemekler dağıtılmalıdır.

YARDIMLAR BİLE ORGANİZE EDİLEMEMİŞ

Muhterem insanlarımızın gönderdiği kıymetli yardımlar organizesizlik yüzünden dengeli dağıtılmadı. Kimi yerlerde birikmeler oldu. Bazı yerlere hiç ulaşamadı.

Yardımlar dağıtılırken bile torpil işleri dönüyor. Adamı olan çadıra da ve diğer ihtiyaçlara da kolay ulaşıyor. Kimi yerlerde stoklar yapılıyor. Cahillik, bilinçsizlik ve güvensizlik insanları yanlış işler yapmaya sevk ediyor.Bunun önüne geçmenin tek yolu sağlam organizasyonlar yapmaktan geçer. Kimin neye ihtiyacı olduğu tespit edilip, ihtiyaçlar ona göre karşılanabilir.

Hasar tespit çalışmaları çok yüzeysel yapılmakta işin erbabı olan insanlar görevlendirilmemektedir. Hatta özel şirketler dahil edilmemektedir. Tespit yapan insanlar devletten yana taraf tutmaktadırlar. Mümkün olduğunca evlerin hasarsız olduğu söylenmekte. Girilebilir raporu isteyen depremzedelere de herhangi bir belge vermemektedirler.

Birinci depremde hasarsız dedikleri birçok bina ikinci depremde viranelere döndü.

En son örneği Kahraman ve Bayram Oteli’nde yaşandı. Gerçekten hasar tespiti yapılsaydı, otellerin çalışmasına izin verilmeseydi bu kadar insanı kaybetmezdik.

Bu ölümler göz göre göre olmuştur, cinayet niteliğindedir.

9’luk deprem şiddetinden kurtulan Japon Gönüllü Dr.Atsushi Miyazaki 5.6 şiddetinde olduğu söylenen depremde ölmesi hepimiz adına üzüntü ve utanç vericidir.

NEDEN AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMEDİ?

Ayrıca Van ve Erciş’teki insanlar depremlerin şiddeti konusunda verilen rakamlarda ciddi kuşku duymaktadırlar.Çok daha yüksek olduğu söylenmekte,Afet Bölgesi ilan edilmemesi için gizlendiği şüphesi taşımaktadırlar.

Depremzedeler bölgeyi terk etmekteler. Kimi akrabalarının yanına kimi geri gelmemecesine terki diyar etmektedir. Terminaller ve havalimanı tam bir curcunaya dönmüş durumda. Deprem bölgesinden insanlar uçaklarla ve otobüslerle ücretsiz olarak gidecekleri yerlere güvenle götürülmeleri için çalışmalar başlatılmalıdır.

11.11.2011 itibarı ile deprem bölgesinde yoğun kar yağışı ve fırtına yaşanmaktadır. Hayat felç olmuş durumda. Yollar karlarla kaplı Van Erciş karayolunda bazı arabalar yolda kalmış ulaşım güçlükle yapılmaktaydı. Ferit Melen Havaalanında yeterince görevli olmadığı için,yüzlerce insan saatlerce sıra beklemekte ve uçaklar rötarlı uçuşlar yapmaktadır.

Bir nebze yansıtmağa çalıştığım zorluklar işin görünen tarafı idi.

Görünmeyen tarafını sizler hissedin ve kardeşlerinizi unutmayın.

PLATFORM HABER

 

 

2 comments

  • dünyanın 16. büyük ekonomisi olduklarını iddia edenler halkı naylon çadırlarında başbaşa bıraktılar, çocukların soğuktan ölmelerine sebebiyet verdiler.

  • Ülkenin belirli illerininde yeni yapılar insanların aklını baştan alabilecek şekilde yapılırken vatanımızın en nadide illeri başı boş bırakıldı.GAP projesi nerede,ne oldu?Niye yıllar boyu ötelendi bazı çalışmalar.Ve deprem sonrası bu insanlar niye çadırlara mahkum edildi.Müslümanlar uyanık ve şuurlu olmadığı sürece bu afetlerdeki durumlar değişmez.Allah yardımcıları olsun.

Bir cevap yazın