Kronik devlet aklı, kronik katliam
8 Aralık gecesi 40 kişilik bir köylü grubu F-16’lar tarafından bombalanarak katledildi.
Eğitimin olmadığı, tarımın yapılamadığı, sanayinin esamesinin okunmadığı, hayvancılığın yok edildiği bir coğrafyada; yaşamak için, canlı kalmak için, 50-60 TL uğruna; katırlarla beraber sınır değiştirip her türlü tehlikeyi göğüsleyerek dağları aşarak bu karda kışta, bu soğukta, mazot kaçakçılığı yapmak ZORUNDA kalıyorsunuz. Anneniz size diyor ki: “Aman oğlum, askerler gelirse sakın kaçmayın, teslim olun”. Askerler diyorlar ki, “Uyuşturucu ve silah kaçırmadığınız sürece gidip gelebilirsiniz”. Böyle bir vasatta, böyle bir yoklukta, böyle bir hiçlikte sınırı geçip mazotları katırlara yükleyip geri dönerken ‘terörist’ sanılarak top-öbüs atışlarıyla kümelenmeye zorlanıyorsunuz ve ardından tam bulunduğunuz koordinatlara F-16’lar tarafından yağdırılan bombalarla patlatılarak, kavrularak öldürülüyorsunuz. Şu atmosfere bir bakın, bir düşünün, bir empati yapın… Bu ne mi?
Bu terörle mücadelede yeni(!) konsept. Bu konseptte savaş var, hem de kıyasıya. Devletin tüm gücünü koordinasyon halinde seferber etmesi var. Bu konseptte İHA’ların aktif kullanımı var, özel harekatın dinamize edilmesi var. ABD’yle aktif işbirliği ve istihbarat paylaşımı var. Bu konseptte kışın bile operasyon üzerine operasyon yapıp can almak var. Ovadaki ‘teröriste’ tutuklama, tutuklu ‘teröriste’ tecrit, dağdaki ‘teröriste’ ölüm var. ama işte (naparsınız beyim!) bu konseptin de böyle sıkıntıları var! Ara sıra 38 tane filan köylü ölebiliyor!
Evet, modern dönemlerde bir savaş cereyan ediyorsa siviller de ölüyor. Ama esas mesele zaten bu savaşın devam ettirilmesi, bu derece anlamsızlaşmış bir savaşı devam ettirme gayesi güden irade… Diyaloğa kapıları kapatan, müzakereye yanaşmayan, barışmaktan anladığı düşmanını ezmekten ibaret olan kronikleşmiş devlet aklı…
Biz ölen her kişi için sustukça girdiğimiz vebalden korkuyoruz. Allah’tan korkuyoruz, hesap gününden korkuyoruz. Ağlayan her ananın âh’ından korkuyoruz. Bu devlet aklının kırılması gerektiğini düşünüyoruz. Biz artık barış istiyoruz. Yalnızca sivillerin değil, kimsenin bu meseleden ölmediği adil bir ülke istiyoruz.
Hür Beyan