Sakarya’da 344. eylem yapıldı
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 344. hafta basın açıklamasında 12 Eylül davasını, eğitim sistemindeki değişiklikleri ve Suriye krizini gündeme getirdi. Platform adına Diriliş Saati Dergisi’nden Berat Gürler’in okuduğu açıklamada “12 Eylül sorumlularının yargılanma süreci başladı. Bu darbenin birinci dereceden mağdurları açısından nispeten de olsa olumlu bir gelişme… Ancak yeterli değil… “denildi.
Sakarya Adalet Girişimi 344. Basın Açıklaması
DARBELERLE HESAPLAŞALIM!
12 Eylül sorumlularının yargılanma süreci başladı. Bu darbenin birinci dereceden mağdurları açısından nispeten de olsa olumlu bir gelişme… Ancak yeterli değil…
Darbelerle hesaplaşmanın tam anlamıyla yapılabilmesi için istiklal mahkemelerinden 28 Şubat’a kadar tüm olağanüstü hal uygulamalarının çok yönlü olarak irdelenmesi ve bu süreçlerdeki zulmün sorumlularının adı ve etiketi ne olursa olsun ortaya çıkarılması gerekir.
Darbelerle hesaplaşmanın tam anlamıyla yapılabilmesi için 27 Mayıs’tan 28 Şubat’a kadar yapılan tüm darbelerin Amerikan tescilli olduğu asla unutulmamalıdır. Diğer bir deyişle; Amerika ile hesaplaşmadan darbelerle hesaplaşılamaz.
Amerika ve yandaşları ile beraber aynı safta yer alanların darbe karşıtı söylemleri konjonktüreldir ve göstermeliktir. Çeşitli siyasi kanatlarda yer alan bu zevat, bugün neoliberal politikaların yeni bir sıcak darbeye tahammülü olmadığı için darbe karşıtı pozisyon almaktadır. Yarın uluslar arası sermayenin menfaati gereği yeniden sıcak darbe ihtiyacı doğar ise, aynı zevatın bu darbeyi alkışlayacağından kimsenin şüphesi olmasın.
Biz Sakarya Adalet Girişimi olarak İstiklal mahkemelerinden bugüne kadar uzanan ve zulme kılıf giydirmek adına olağanüstü hal veya darbe olarak isimlendirilen tüm uygulamaların karşısında olduğumuzu ve bundan sonra da karşısında olacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz. Ayrıca Amerikan emperyalizminin darbelerdeki rolünün de farkında olduğumuzu ve Amerikan emperyalizmi ile hesaplaşmanın bizim ve tüm mazlum halkların birincil sorumluluğu olduğunu buradan deklare ediyoruz.
Eğitim süreci ile ilgili 4+4+4 şeklinde tanımlanan kanun teklifi meclisten geçti. Eğitimin yapısal sorunları yerine süresine takılan hükümet hâlâ bazı temel gerçekleri göremiyor. Dindar bir nesil yetiştirmekten bahseden iktidar mevcut eğitim sisteminin yapısal bir çöküş içinde olduğunun farkında mı acaba? Uyuşturucu, alkol, sigara gibi zararlı maddelerin kullanım yaşının ilkokula kadar indiği, heva ve hevesin tanrılaşarak iffet duygusunun ortadan kalktığı, ahlaki umdelerin dibe vurduğu bir eğitim sisteminden söz ediyoruz.
Bu sorunlar eğitim sürecini 4+4+4 şeklinde yeniden dizayn ederek mi çözülecek? İmam-Hatiplerin orta kısımlarının açılması, Kuran ve Peygamberimizin hayatını konu alan derslerin konulması gibi yeni uygulamaların görünüşte pozitif yanları olsa da, temelde sorunu çözmeyeceği aşikardır.
Sorun; eğitim sisteminin hangi değer yargıları üzerine inşa edileceğidir. Siz batı medeniyeti değerleri yani kapitalist ahlak üzerine eğitim sistemimizi inşa ederseniz; bu sisteme dönük kısmi tashih çabaları asla fayda vermeyecektir. Bozuk bir yemeğin üzerine sos dökerek yemeği yenebilir hale getiremezsiniz.
Yapılması gereken eğitim sisteminin kökten ele alınması ve ciddi bir yapısal değişikliğe gidilmesidir. İktidar bu cesareti gösterebilirse bu ülkenin gelecek nesilleri kurtarılabilir. Aksi takdirde köşe dönmek, bencillik, lüks yaşam hayali, iffetsizlik gibi … değerlerin kuşattığı yeni bir neslin oluşması kaçınılmazdır.
Türkiye’nin dış politikadaki açmazı devam ediyor. Bir sene öncesinde iktidarın en pozitif yönü olarak görülen ve “komşularla sıfır sorun” esası üzerine bina edilen dış politikası 180 derece yön değiştirdi. Şu anda İran, Irak, Suriye ve Lübnan ile ciddi sorunları olan bir ülke konumundayız. İran’ı hedef alan füze kalkanı projesine ev sahipliği yaparak başlayan yanlışlar, Irak’ta Amerika’nın desteklediği Allavi gibi isimleri lider adayları olarak desteklemek, Suriye’de akan kanın durması, müzakere sürecinin başlamasını savunmak yerine; Amerika ve batının gazı ile muhalifleri silahlandırmak ve organize etmek gibi kışkırtıcı bir rol almak, Lübnan’da iktidardan uzaklaştırılan Amerikancı lider Said Hariri’yi birinci derece muhatap almak ve desteklemek gibi bir dizi yanlışlıkla devam edip gitti. Türkiye Amerika eksenine tam olarak oturmakla, Müslüman halklar arasında bir sene öncesine kadar yükselen itibarını hızla kaybetmeye başladı. Batı ya da Suudi Arabistan kaynaklı haber ajanslarının tüm dezenformasyon çabalarına karşılık itibar kaybı hızla devam ediyor. Önümüzdeki yıllarda bu problemi daha çok hissedeceğiz.
Biz buradan Ak Parti iktidarını bir kez daha uyarıyoruz. Amerika ve yandaşları sizi belirli bir süre kullandıktan sonra er geç kenara atacaktır. Siz bölgesel ve evrensel bir itibar istiyorsanız bağımsız politikalar izlemek zorundasınız. Aksi takdirde hem mazlum halklar nezdinde hem de Allah nezdinde bu hataların vebalini ödeyemezsiniz.
Sakarya Adalet Girişimi olarak tevhid ve adalet çizgisi üzerindeki kararlı duruşumuzu her daim devam ettireceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Zafer direnenlerin olacaktır.
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu Adına Diriliş Saati Dergisi