Türkiye’nin bitmeyen Suriye sorunu

Suriye iç savaşı Türkiye’yi eşsiz bir cephe ülkesine çevirdi: Esad’ın ateşli bir tenkitçisi, mülteciler için etkileyici bir cennet, Esad’a karşı muhalefeti seferber edici bir aktör, ayaklanmacılara silah ulaştırma yolu ve Esad’a karşı dizilmiş bir koalisyonun başlıca sesi…

Erdoğan’ın iktidarda olduğu on yıl boyunca Türkiye hem ülke içi meselelerde hem de dış politikada hız şeridinden ilerledi. Erdoğan’ın amansız derecede faal oluşu, dinamizmi, ekonomik başarısı ve dış politikadaki başlangıçları Türklere gurur verdi ve Erdoğan’a uluslararası beğeni kazandırdı…

Arap Baharı hem Batıya hem de Türkiye’ye sürpriz yaptı. Türkiye bazı çalımlı ayak hareketleri yaptı. Erdoğan, demokrasi yanlısı hissiyatını ileri sürdü ve tarzını değiştirmesi için çabaladıktan sonra artık Esad’a saldırdı. Ancak Sudan veya İran’ı demokrasi odağına yerleştirmedi. Çok az kişi fark etmiştir, fena halde siyasi değişime ihtiyaç duyan bir bölgede tüm bölgesel dikkat “Türk modeline” çevrildi. Bölgeyi sürekli ziyaret eden ve cezbedici bir hitabeti olan Erdoğan bölgede neredeyse rock starı haline geldi. Bir politika beyanı olarak “sıfır sorun” sessizce çöktü. İkiyüzlülük Batıyla sınırlı değil.

Suriye’de devam eden bozgun Türkiye’yi sarstı ancak Türkiye’nin bölgedeki rolüne de vurgu yaptı. Türkiye’nin onayı olmaksızın Suriye’nin üstesinden gelecek pek bir şey yapılamaz. Ancak bölgedeki hâkim gücüne rağmen Türkiye bu krizde askeri liderliği üstlenmeyi reddetti. Türkiye daha saldırgan bir Amerikan rolü görmeyi diledi. Her iki ülke zayıf diplomasi ve Esad’ın er ya da geç, muhtemelen de kısa bir süre zarfında gideceğinde mutabık kalmış görünüyor.

Suriye’nin Türkiye üzerinde yaygın bir etkisi oldu ve uzun zaman da sürecektir. Suriye’deki şiddet, bölgedeki mezhep düşmanlığını derinleştirdi. Farklılıkları hafifseme çabaları olsa da Türkiye, İran ve Suriye’yle bu iki ülkedeki Şiilerin ve Sünnilerin kaderleriyle ilgili olarak rekabet halindedir…

Türkiye, Suriye muhalefet liderlerinin pek çoğuna ev sahipliği yapıyor ve eldeki tüm haberlere göre, Sünni unsurları korumak için çok uğraş veriyor. Türkiye ve İran, doğru düzgün bir ilişki sürdürmeye baktılar ve Türkiye, nükleer müzakerelerde barışçıl bir sonuca adanmışlığını koruyor.

Esad Suriye’sinde yoksun kalmış geniş bir azınlık olarak Suriye’deki Kürtlerin kaderi meselesi de var. Ankara, Suriye’nin bölünüp bir başka özerk Kürt bölgesi oluşmasını istemiyor ve bunun Türkiye’deki Kürtler üzerinde etki yaratmasından çekiniyor. Türkiye, Suriye’deki PKK unsurlarının faaliyetlerini yakından takip ediyor. Suriye’deki PKK unsurları Türkiye’deki operasyonlara katılsalar, Türkiye’nin Suriye’ye askeri saldırısı tastamam mümkündür.

Savaştan nasıl bir Suriye çıkacağı hakkında hiç kimse kesin bir şey söyleyemiyor fakat İran ve Türkiye gibi komşu ülkeler rekâbetlerini çatışmaların bittiği Suriye’ye de taşıyacaklardır. Birçokları, Suriye’nin Lübnan’a dönmesinden korku duyuyor. Son derece belirsiz bir alandayız.

Suriye badiresi, Türk dış politikasında bazı evrimlere yol açtı fakat bugünden kategorik olmak güçtür. Türkiye, Rusya’nın Suriye’deki rolünden tiksinti duyuyor ve bu ikisi arasındaki ilişkiler az da olsa soğudu. Ancak Ruslar, Türkiye’nin başlıca petrol tedarikçisi ve İran petrol ihracatı üzerindeki müeyyidelerden dolayı Rusya, Türkiye için daha bir önemli oldu.

Arap dünyasının akışkan, devrimlerin sonucunun tahmin edilemez olduğu; etkili gücün daha uzun bir süre Ortadoğu dışında ikamet edeceği de kabul edilmektedir. Erdoğan, Türkiye’nin ekonomik büyümesini gevşeteceği yahut Müslüman Ortadoğu’yu Türk himâyesinde devrimden geçirme amacından vazgeçeceği anlamına gelmez bu. Ancak bir aralar umduğundan daha zor olacak ve daha uzun zaman alacaktır. Bu arada, Türkiye, iyi ve güçlü müttefiklere ihtiyaç duyuyor. Silahların çoğu Batıdan geliyor. Erdoğan’ın Obama’yla çok yakın ilişkileri var.

Son olarak, ülke içi faktör var ki bu iyi değil.

Suriye başlıca siyasi meseledir ve Erdoğan’ın savaşı ele alışı hakkında homurdanmalar var. Türkiye savaşa gitmek istemiyor. Fakat Erdoğan zayıf da görünemez. Suriye politikasını eleştirenlerden dert yanıyor, çabaları sorgulandığında medya hainleri diye anıyor.

Suriye, Erdoğan’ı bazı ciddi gayretlerine rağmen bir çıkış yolu bulamadığı Kürt meselesi gibi önemli iç meselelerden enerji, zaman ve kaynak da alıyor. PKK şiddeti kayda değer ölçüde artarak çözüme doğru seyretme gayretlerini karmaşıklaştırdı.

Sıradışı bir gelişme de şu: Muvazzaf ve emekli birçok askere on yıldır dur durak bilmeksizin yapılan hücumdan ve tutuklamalardan sonra asker, Suriye ve PKK’dan dolayı Erdoğan için çok daha önemli bir hale geldi. [Eski askeri-bürokratik] sistem açıktır ki zayıflatılmıştır ve Erdoğan ordusuyla daha fazla münakaşa etmek istemiyor.

Geçmişteki ordu faaliyetlerine karşı yürütülen hukuk kampanyasını yumuşatmış, güçlü destekçisi Gülen Hareketini küplere bindirmiştir. Bunun kalıcı bir siyasi etkisinin olup olmayacağını söylemesi zordur. Ancak ordunun tez elden çekip gitmesi kesinlikle söz konusu değildir.

Morton Abramowitz

Yorumun tamamı için Dünya Bülteni

 

 

Bir cevap yazın