Azerbaycan’daki yasak Ankara’da protesto edildi
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu, Azerbaycan Büyükelçiliği önünde yaptıkları eylemle, rejimin baskı ve işkence uyguladığı Müslümanlarla dayanışma sergiledi
Son yıllarda Azerbaycan’da, Türkiye’nin bugünlerde hesabını sormak üzere kollarını sıvadığı 28 Şubat benzeri bir süreç yaşanmaktadır. Özellikle hicap yasağı, siyasi muhaliflere yönelik hürriyeti bağlayıcı cezalar, keyfi gözaltılar, ibadet ve savunma hakkının ihlali ve buna paralel olarak yüzlerce hakkın ihlali ile mütedeyyin ve muhalif kesime yönelik baskı ve zulüm had safhaya ulaşmıştır.
Azerbaycan başörtüsü yasağı zorbalığı ile Türkiye’nin yasak yolundan geçiş sınavını vermekte ve devlet eli ile ülke halkı mağdur edilmektedir. Türkiye’de söndürülmeye çalışılan ateş adeta Azerbaycan’da körüklenerek yalazlanmış bir ateş halini almakta ve bu kapsamda ülkedeki sivil tüm sesler bastırılmaya çalışılmaktadır. Başörtüsü yasağı karşısında tavır sergileyen gazeteciler, siyasiler, aktivistler ve din adamları uydurma gerekçelerle yargılanıp mahkûm edilmekte, yasağa karşı direnen öğrenci ve velilere yönelik toplu tutuklamalar yapılmaktadır. Yasağa karşı direnenlere polisin yoğun müdahalede bulunduğu ve şiddet uyguladığı basına yansımaktadır. Başörtüsü yasağı özelinde aşina olduğumuz bu senaryonun yine sahneye konuyor olması sebebi ile “Biz bu filmi görmüştük” diyor ve bu duruma seyirci kalmayacağımızı belirtmek istiyoruz.
Maalesef Azerbaycan hükümeti sistemli bir şekilde Müslüman halkı sindirme, başörtüsü yasağı ile asimile etme ve camileri kapatma yolu ile ibadet haklarını ellerinden alma yoluna gitmektedir. Bu süreçte, İslami kimliği olan kişiler hakkında düzmece iddialarla toplum nazarında itibarsızlaştırma politikası işletilmektedir. Hz. Abbas Camii vaizi Taleh Bağırzade’nin uyuşturucu bulundurmak suçlamasıyla tutuklanması dünyanın birçok Müslüman beldesinde gördüğümüz Müslüman alimleri toplum nezdinde itibarsızlaştırma ve sindirme hareketinin bir başka örneğidir. Daha önce Taleh Bağırzade ve Zülfügar Mikayılzade başörtüsü yasağının protesto edildiği gösterileri organize etmekle suçlanmış ve Bağırzade 1.5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmıştı.
Yaptığı bir konuşmasında, İslam’a karşı düşmanlığından dolayı Azerbaycan’daki rejimi “firavun düzeni”ne benzeten İslam alimi Hacı Tale Bağırov tutuklanmış ve sonra gördüğü yoğun işkence nedeniyle sağ kolu çalışmaz hale gelmiştir. Ayrıca avukatı ile görüşmesine izin verilmeyerek kanunlar keyfi bir biçimde ihlal edilmiştir. Dr. Mövsüm Samedov, Hacı Abgül Süleymanov, Zülfikar Mikayilzade, Hacı Feramiz ve Vakıf Abdullayev gibi topluma yön veren örnek ve önder şahsiyetlerin tutuklanıp mahkûm edilmeleri Aliyev yönetiminin zulmünü ve İslam korkusunu gözler önüne seren en bariz örneklerdendir. Vakıf Abdullayev’in zindanda mazlum ve şüpheli bir şekilde ölmesi bu süreçte mahkum edilen diğer Müslümanlar adına bizleri endişeye sevk etmektedir.
Azerbaycan’ın Masallı şehrinde yapılan mahkemede, hicabı savunusu yapan ve Müslümanlar üzerindeki baskıyı dillendiren Gazeteci Araz Quliyev, Halid Kazımov, Ziya Tahirov , Rıza Ağalı, Namık Kişiyev, Suraç Ağayev, Necat Aliyev, Vüsal Quliyev adlı kişilere 3 yıl ile 8 yıl arasında değişen ağır hapis cezaları verilmiştir.
Azerbaycan’ın İsrail ile ilişkilerinin yoğunlaştığı bir dönemde başörtüsü yasağının ve Müslüman şahsiyetlere yönelik karalama ve tutuklama olaylarının ortaya çıkmış olması oldukça manidardır. Bu durum, karşılıklı çıkar ilişkilerinin göz önünde bulundurularak ve birtakım politik hesaplara gidildiği ve Müslüman Azerbaycanlıların kurban edilmek istendiği intibaını güçlendirmektedir.
Azerbaycan mevzuatına bakıldığında okullarda başörtüsünü yasaklayan herhangi bir metne rastlanmamaktadır. Hayali ve gayri hukuki bir yasak uygulaması, Türkiye pratiğinde müslümanların karşılaştığı fiili yasak uygulamasına yakinen benzemektedir. Kaldı ki eğitim ve öğretim temel haklar arasında sayılmakta olup, bu hususta mevzuatla dahi sınırlama yapılması, kişilerin eğitim hakkının engellenmesi uluslararası metinlerde yasaklanmıştır.
Baskı, zulüm ve yasaklamalarla bir yere varılamadığı ülkemizin yasak tarihçesinden açıkça anlaşılmaktadır. Türkiye pratiğini okuyabilen bir iktidar sahibi, uluslar arası çıkarlar ve stratejik ilişkiler adına halkını küstürmenin kendi iktidarının düşüşünü hızlandıracağını da bilmelidir. Bu vesile ile Azerbaycan devleti idarecilerini yapmış oldukları bu yanlıştan biran evvel vazgeçmeleri hususunda aklıselime çağırıyor ve vatandaşlarına zulmetmekten vazgeçene kadar konunun takipçisi olacağımızı ve bu durumu her platformda dile getireceğimizi bildiriyoruz.
ANKARA İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU