
Sakarya 521. Hafta: Mülteciler için Sakarya halkını seferberliğe çağırıyoruz
Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu 521. hafta eyleminde Ortadoğu’daki kaos ortamı ve mülteci krizi ele alınarak, barış çağrısı yinelendi
Sakarya Adalet ve Özgürlükler Platformu 521. hafta eyleminde Ortadoğu’daki kaos ortamı ve mülteci krizi ele alınarak, barış çağrısı yinelendi. Platform adına Diriliş Saati Dergisi’nden Muhammed Emin Duman’ın okuduğu açıklamada, bölgedeki sorunların 2001 yılı itibariyle ivme kazandığına dikkat çekildi: “Her şeyden önce bu sorunun nedeni 2001 sonrası Amerikan politikalarıdır. Büyük Ortadoğu Projesi’nin hayata geçirilmesi süreci olarak tanımlanabilecek bu dönemde Arap Baharı gibi yan projeler de devreye sokularak Ortadoğu yeniden dizayn edilmeye çalışılıyor. Bölgenin etnik ya da mezhep temelli küçük devletçiklere bölünmek istendiği açıkça görülüyor. Amaç Amerika’nın, İsrail’in ve Batılı müttefiklerinin çıkarları açısından sorun çıkarmaya cesaret edemeyecek küçük ölçekli ve kontrolü kolay devletçikler oluşturmak. Afganistan’la başlayan, Irak ve Somali ile devam eden ve son süreçte Libya, Suriye, Yemen’de zirveye ulaşan kanlı iç savaşlar üretildi.”
Ak Parti Hükümeti’nin 2010 yılından itibaren şiddetlenen ve Arap Baharı ile zirveye çıkan bölgedeki hareketlenme ile ilgili yanlış dış politika tercihleri yaptığına ve buna bağlı olarak da vahim uygulamalara imza attığına vurgu yapılan açıklamada, Ak Parti’nin dış politika hataları konusunda nasuh bir tövbeye ihtiyacı olduğu ifade edildi.
Her gün yeni ölüm haberlerinin medyaya düştüğü mülteci krizi noktasında da çağrıda bulunulan açıklamada, “Mazlum ve mağdur mülteci kardeşlerimizi iki yüzlü Batı’nın insafına bırakmamak için her türlü fedakârlığa hazır olduğumuzu bu meydandan deklare ediyoruz. Tüm sivil toplum kuruluşlarımızı bu sorunun çözümüne katkı sağlamak için işbirliği yapmaya davet ediyoruz. Mülteci krizi konusunda tüm Sakarya halkını fedakârlıklarını en üst seviyeye çıkaracak şekilde seferber olmaya çağırıyoruz” denildi.
521. Hafta Basın Açıklaması
SURİYE’DE İÇ SAVAŞ DURDURULMALIDIR!
Mülteci krizi tüm vicdanları acıtmaya devam ediyor.
Sorunu doğru bir şekilde ele almama ya da bazı gerçekleri görme hususundaki lakayt tavır, çözümü de son derece zorlaştırıyor.
Her şeyden önce bu sorunun nedeni 2001 sonrası Amerikan politikalarıdır. Büyük Ortadoğu Projesi’nin hayata geçirilmesi süreci olarak tanımlanabilecek bu dönemde Arap Baharı gibi yan projeler de devreye sokularak Ortadoğu yeniden dizayn edilmeye çalışılıyor.
Bölgenin etnik ya da mezhep temelli küçük devletçiklere bölünmek istendiği açıkça görülüyor. Amaç Amerika’nın, İsrail’in ve Batılı müttefiklerinin çıkarları açısından sorun çıkarmaya cesaret edemeyecek küçük ölçekli ve kontrolü kolay devletçikler oluşturmak…
Afganistan’la başlayan, Irak ve Somali ile devam eden ve son süreçte Libya, Suriye, Yemen’de zirveye ulaşan kanlı iç savaşlar üretildi.
Amerika ve müttefikleri artık askerlerini riske etmeden, en az maliyetle, Müslüman halkların içine fesat tohumu ekerek iç savaşları tetiklemeyi temel strateji haline getirdi.
Amerikan Emperyalizmi bölgemizi kan ve gözyaşına boğarken hiçbir insani sınır tanımaksızın; insanlık vicdanı, adalet gibi değerleri ayaklar altına alarak sadece kendi çıkarlarının gereğini yerine getirdi.
Yaşadığımız sorunun bir diğer kaynağı da emperyalizme alet olan işbirlikçi rejimler ve örgütlerdir. 1948’de İsrail’in kurulması ile Ortadoğu’da önce Filistin halkına reva görülen, 2001 sonrası bütün bölge halklarını kuşatan zulüm ve çatışma ortamının bu denli büyümesinde bölge ülkelerinin büyük kısmının Amerika ile kurduğu ittifak ilişkileri yatmaktadır.
Suudi Arabistan gibi ülkeler adeta Amerika’nın Ortadoğu’daki üssü gibi hareket ederken, Türkiye ise Soğuk Savaş döneminin sanal tehdit algısı ile oluşturulan ve Soğuk Savaş sonrası Amerika’nın küresel operasyonlarında devreye sokulan NATO ittifakı içinde yer almaya devam ediyor.
Türkiye’nin de içinde bulunduğu Ortadoğu’da Amerika ile beraber hareket eden tüm ülkeler, bu ittifakı bozup gerçek bağımsızlıklarına kavuşamadığı sürece bölgemizdeki zulüm bitmeyecektir.
Ak Parti Hükümeti 2010 yılından itibaren şiddetlenen ve Arap Baharı ile zirveye çıkan bölgemizdeki hareketlenme ile ilgili yanlış dış politika tercihleri yapmış ve buna bağlı olarak da vahim uygulamalara imza atmıştır.
Bugün mülteci krizinin en derin bir şekilde yaşandığı Suriye’de olup bitenler konusunda Ak Parti iktidarının büyük vebali vardır. Ak Parti yetkililerinin iddiaları yalanlamaları maalesef gerçekleri değiştirmemektedir. Ak Parti iktidarı Amerikan politikalarına alet olarak Suriye bataklığına boğazına kadar batmıştır.
Ak Parti yetkililerine şu soruları tekrar sormak istiyoruz:
1- Suriye’de Esad yönetimi Amerika ile işbirliğine yanaşsa idi, bu iç savaş çıkar mıydı?
2- Irak’ta iç savaşın sonuçlarını gördüğünüz halde, Suriye’de çıkacak bir iç savaşın sonuçlarının bugünkü tablo olacağını hiç mi tahmin edemediniz?
3- Suriye’de Esad yönetiminin diktatoryal olduğu ve bu yönetimin zulmünden Suriye halkını kurtarmak için Suriye Muhalefeti’ne destek verdiğinizi söylüyorsunuz. Bu takdirde Ortadoğu’nun en diktatoryal yönetimi olan Suudi Arabistan rejiminin yıkılması için bu ülkedeki muhalefete de destek olacağınızı deklare eder misiniz?
Ak Parti’nin dış politika hataları konusunda nasuh bir tövbeye ihtiyacı vardır. Suriye’deki hata Yemen’de de devam ettirilmektedir.
Yemen’de Amerika’nın mezhep ve kabile eksenli bölme projesi yürürlüktedir. Maalesef Türkiye Yemen’de de Amerika’nın yanında yer alma gafletini göstermiştir.
Yemen’de yiyecek, içecek su, ilaç ihtiyacı had safhadadır… Süren iç savaşın tesirlerini önümüzdeki günlerde çok daha fazlasıyla hissedeceğiz. Yemen büyük bir insanlık dramına hazırlanmaktadır. Bütün olumsuzluklara rağmen Amerika tarafından kurdurulan ve Suudi Arabistan’ın başını çektiği şer ittifakına karşı direnen Yemen halkını selamlıyoruz.
Mülteci krizini en sıcak yaşayan ülkemiz insanının mülteciler için tüm imkânlarını seferber edeceğine yürekten inanıyoruz.
Mazlum ve mağdur mülteci kardeşlerimizi iki yüzlü Batı’nın insafına bırakmamak için her türlü fedakârlığa hazır olduğumuzu bu meydandan deklare ediyoruz.
Tüm sivil toplum kuruluşlarımızı bu sorunun çözümüne katkı sağlamak için işbirliği yapmaya davet ediyoruz.
Mülteci krizi konusunda tüm Sakarya halkını fedakârlıklarını en üst seviyeye çıkaracak şekilde seferber olmaya çağırıyoruz.
Allah (c.c.) yeryüzündeki tüm mazlumların ve mağdurların yardımcısı olsun!
Adalet ve Özgürlükler Platformu Adına Diriliş Saati Dergisi